Kınalıada Camii | Kınalıada Camii Mimarı

Kınalıada Camii, Kınalıada camii dikkat çeken özellikleri…

Kınalıada Camii Türkiye’de görüp görebileceğiniz en özgün ve en dikkat çeken camiilerden diyebiliriz. 1964 yılında Başar Acarlı ve Turhan Uyaroğlu tarafından ibadete açılmıştır. Geçmiş yapıları ve Arap mimarisini taklit etmek yerine farklı bir mimari dil kullanılmıştır. Bu camiinin kubbesi yok! Kubbe yerine ışığı içeri almak için birbirinin üstüne binen parçalı çatı yapılmış. Yani sizin anlayacağınız dikey değil yatay bir mimari söz konusu. Camii’den bağımsız olarak yükselen minare ise adeta bir anıt gibi duruyor. Renkli camları ise Kınalıada camii’nin bir başka dikkat çeken özelliği.

Kınalıada Camii hakkında yapılan bu kısa tanıtımı izlemenizi öneririz. Kınalıada Camii’nin Karaköy’den başlayan ilginç hikayesini Saffet Emre Tonguç’tan dinleyin. İyi seyirler…

Kınalıada Camii

Geçen bir adamla tanıştım. Daha önce duymamıştım, Numeroloji diye birşeyden bahsetti bana. İsmini ve doğum tarihini veriyorsun ona göre hesaplar yapıyor. Karım yediymiş. ben de bol bol dört varmış ve ikimiz de uzaylıymışız. İlk başta ‘Uzaylı bu çocuk yea!’ manasında söyledi sandım ama baya ciddi ciddi ‘Uzaylı bunlar’ diyince ‘Uzaylı ne demek?’ dedim; ruhum geçmiş yaşamlarında başka galaksilerde insan olmayan varlıklar olarak yaşamış.
Kınalıada camii
Galata köprüsü ve Karaköy meydanı yapım çalışmaları sırasında Karaköy Camiinin yıkım kararı alınıyor. Ama o zamana kadar Türkiye’de yıkılmış bir cami yok ve Adnan Menderes hükümeti de ilk cami yıkan iktidar olmaya pek hevesli olmadığından yaratıcı bir çözümle ortaya çıkıyorlar.
Kınalıada’da müslüman cemaat cami yapımı için yardım istemektedir. Peki madem cami istiyorsunuz, bizde de fazla cami var. Kullanmıyoruz zaten, size verelim derler ve cami yıkılmamış taşınmış olur. Tabi camiyi motora yükleyip adaya göndermeden önce kaybolmaması için tüm değerli kısımları ayırmayı akıl edebilmişler. Mesela abanoz ağacından oyma nakışlı ahşap mihrabı ve minberinin Mercan’daki Atik İbrahim paşa camiinde olduğu söyleniyordu. Maalesef yakın zamanda yapılan testler bunun doğru olmadığını ortaya çıkardı. Kasımpaşa’daki Kethüda Camii’nin mihrabının da Karaköy Camiiden geldiği söyleniyor ama o da yakın zamanda fos çıktı. İyi ki değerli parçaları saklamaya karar vermişler değil mi? Venedikten gelen avize, değerli halılar filan hep kaybolmaması için bir yerlere kaldırılmış. Nereye kaldırdığımızı unuttuk ama kaybolmadıklarından eminiz.
Şimdi resmi kayıtlara göre geri kalan tüm parçalar numaralandırılarak adaya gönderiliyor ama motor fırtınaya yakalanınca bir kaç parça haricinde herşey denizin dibini boyluyor. Resmi olmayan hikayede ise şu şekilde:
Devamını okumak için http://erdemadali.blogspot.com/2015/10/knalada-camii.html tıklayınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir